Sapkın
Köyün en eski ve en ilginç evlerinden biri olan o terk edilmiş bina, uzun zamandır kimsenin yaklaşmadığı bir yerdi. Yüksek, gotik tarzdaki pencereleri ve çatısından sarkan sarmaşıklarla neredeyse canlı gibi görünen bu ev, karanlık hikayelere ev sahipliği yapıyordu. Köylüler buranın lanetli olduğuna inanıyordu. Ancak genç Ecevit, bu tür söylentilere kulak asmayan cesur bir delikanlıydı. Ecevit, köyün girişindeki derme çatma kafede otururken, arkadaşlarıyla bu efsaneler hakkında konuşmaya başladı. Herkesin yüzünde korku ve merak karışımı bir ifade vardı. "Ecevit, sen bu kadar cesursan, git ve o evde bir gece geçir," dedi arkadaşlarından biri meydan okurcasına. Ecevit, bir an düşündü ve ardından kararlı bir şekilde başını salladı. "Tamam," dedi. "Bu gece orada kalacağım ve ne olduğunu size anlatacağım." Arkadaşları şaşkınlıkla bakarken, Ecevit kalktı ve hazırlık yapmaya başladı. Gece yarısı olduğunda, Ecevit elinde bir fener ve bir sırt çantasıyla eski evin k...