Meltem Rüzgarında Kaybolan Aşk


İzmir'in dar sokaklarında başlayan bu hikâye, iki gencin kalplerine derin izler bırakacak bir aşkı anlatır. Yazın sıcak bir günüydü. Meltem rüzgârı sahilden esiyor, deniz tuzu kokusu şehrin her köşesine yayılıyordu. Kordon'da, denizin kenarında yürüyen Elif ve Ahmet, birbirlerini ilk kez o gün gördüler. Elif, şiir okur gibi konuşan bir edebiyat öğrencisi, Ahmet ise her kelimesiyle duygularını ifade eden bir müzisyendi.


Göz göze geldikleri an, ikisi de içlerinde bir kıvılcım hissetti. Zaman, onların çevresinde durmuş gibiydi. Ahmet'in gitarının tellerine dokunması, Elif'in kalbinin ritmiyle uyum içindeydi. O an, hayatlarının geri kalanında birbirlerinden ayrı kalamayacaklarını anlamışlardı. Ancak hayat, onların önüne büyük engeller koymaya hazırlanıyordu.


Günler geçtikçe, Elif ve Ahmet sık sık buluşmaya başladılar. Sahilde el ele yürümek, birbirlerine şiirler okumak, uzun sohbetlerde kaybolmak onların en büyük mutluluğuydu. Fakat Elif'in ailesi, kızlarının Ahmet ile olan ilişkisini onaylamıyordu. Ahmet'in müzisyen olması, onların gözünde güvenilir bir gelecek anlamına gelmiyordu. Bu nedenle, Elif'e sık sık baskı yapıyor, bu ilişkiye son vermesini istiyorlardı.


Elif, ailesi ile Ahmet arasında sıkışıp kalmıştı. Bir yandan ailesine olan saygısı, diğer yandan Ahmet'e olan derin sevgisi arasında büyük bir çatışma yaşıyordu. Ahmet ise Elif'e olan sevgisinin ne kadar derin olduğunu her gün gösteriyor, her notasında, her sözünde bunu dile getiriyordu.


Bir gün, Elif ailesinin baskısına daha fazla dayanamayarak, Ahmet ile son kez buluşmak istediğini söyledi. Ahmet, bu buluşmanın anlamını bilse de, Elif'i bir kez daha görmek için kalbinin derinliklerinden gelen bir umutla kabul etti. Sahilde, denizin karşısında buluştular. Elif'in gözleri doluydu, Ahmet'in kalbi ise parça parça olmuştu. Elif, Ahmet'e son bir şiir okudu. Ahmet ise eline gitarını aldı ve Elif için yazdığı son şarkıyı çalmaya başladı. Şarkının her notası, her sözü bir veda niteliğindeydi.


Elif, gözyaşlarını tutamadan Ahmet'e sarıldı ve son bir kez öptü. Ahmet, Elif'in elini bırakmamak için kendini zor tuttu ama ikisi de bunun bir son olduğunu biliyorlardı. Elif, ağır adımlarla Ahmet'in yanından ayrıldı, geride bıraktığı her adımda kalbinin bir parçasını bırakıyordu.


Yıllar geçti. Elif, ailesinin istediği gibi başka biriyle evlendi ve kendi hayatını kurdu. Ahmet ise Elif'in yokluğunda kendini müziğe adadı. Onun için yazdığı şarkılar, herkesin diline pelesenk oldu ama Ahmet'in kalbinde hep bir boşluk vardı. Elif'in aşkı, onun müziğine ilham vermiş, ama aynı zamanda onun en büyük acısı olmuştu.


Elif ve Ahmet, birbirlerini bir daha hiç görmediler. Ama İzmir'in dar sokaklarında, sahil kenarında yürüyen herkes, onların aşkının izlerini hala hissediyordu. İki kalp, birbirine kavuşamasa da, aşkları sonsuzluğa uzanan bir hikâye olarak kaldı. Ve her gece, denizden esen meltem rüzgârı, onların aşkının fısıltılarını şehre taşıyordu.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tersine Dünya

Kehanet

Kaderin Labirentinde