Dalındaki Şifa
Erenler Köyü, dağların eteğinde, yemyeşil ağaçlarla çevrili ve kristal berraklığında bir ırmağın kenarında kurulmuştu. Bu köy, doğanın cömertliğiyle dolup taşan, kuş cıvıltıları ve çiçek kokularıyla bezenmiş huzurlu bir yerdi. Her mevsim farklı bir güzellik sunar, ilkbaharda açan çiçekler, yazın serinletici ırmak suları, sonbaharda dökülen yapraklar ve kışın beyaz örtüsüyle bambaşka bir tabloya dönüşürdü.
Seyit dede, köyün bilgeliğiyle tanınan, herkese rehberlik eden biriydi. Yılların birikimiyle dolu, derin bir anlayışa sahipti ve köy halkı ona büyük bir saygı duyardı.
Bir gün, genç bir adam olan Erkan, köydeki asırlık çınar ağacının altında otururken içindeki derin acıyla mücadele ediyordu. Köyde nereye gitse içinde taşıdığı acı, gölgesi gibi peşini bırakmıyordu. Erkan, annesinin vefatından sonra büyük bir boşluk hissetmiş ve bu acının üstesinden gelebilmek için köyden ayrılarak uzaklara gitmeyi düşünüyordu.
Erkan, Seyit dedenin yanına gidip derdini anlattı. "Dedem," dedi Erkan, "Annemin vefatından sonra köyde duramıyorum. Buradan uzaklaşmak istiyorum, belki başka yerlerde şifa bulurum."
Seyit dede, Erkan'ın gözlerine sevgiyle baktı ve elini onun omzuna koyarak şunları söyledi: "Erkan, her yaranın merhemi kendi dalındadır. Senin acın bu topraklarda doğdu ve şifası da buradadır."
Erkan, Seyit dedenin sözlerine anlam veremedi ve kafası karışık bir şekilde köy meydanına geri döndü. Ertesi sabah, köyün yaşlılarından biri olan Gülizar ananın yanına gitti. Gülizar ana, bahçesinde yetiştirdiği şifalı bitkilerle ünlüydü. Erkan, ondan yardım istedi. Gülizar ana, sessizce bir şifalı bitki kökü çıkardı ve Erkan'a verdi.
"Bu bitkiyi annenden kalan bahçeye dik," dedi Gülizar ana. "O bahçede senin için bir şifa var."
Erkan, bitkiyi aldı ve annesinin bahçesine dikti. Her gün bu bitkiye özenle baktı. Zamanla bitki büyüdü ve çiçek açtı. Her gün annesinin bahçesinde vakit geçirirken, onunla yaşadığı anıları hatırladı ve acısını bir nebze olsun hafifletti.
Bir gün, Erkan fark etti ki, annesinin bahçesinde geçirdiği zaman ona gerçekten iyi geliyordu. O an, Seyit dedenin sözlerini daha iyi anladı. "Her yaranın merhemi kendi dalındadır" demişti dede. Erkan, şifanın uzaklarda değil, kendi köyünde, kendi geçmişinde olduğunu fark etti.
Zamanla, Erkan'ın kalbindeki acı hafifledi ve annesinin anısını huzurla yaşatmaya başladı. Artık biliyordu ki, her yara kendi dalında şifa bulur ve gerçek iyileşme, insanın kendi köklerinde saklıdır.
Yorumlar
Yorum Gönder